ergenekonas.tr.gg
O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"
ALLAH (Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)
RAHMÂN (Bagislayan, esirgeyen)
RAHÎM (Aciyan, esirgeyen)
MELIK (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)
KUDDÛS (Her eksiklikten münezzeh)
SELÂM (Esenlik veren)
MÜ'MIN (Güven veren, vaadine güvenilen)
MÜHEYMIN (Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)
AZÎZ (Yenilmeyen yegane galip)
CEBBÂR (Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)
MÜTEKEBBIR (Azamet ve yüceligini izhar eden))
HÂLIK (Takdirine uygun bir sekilde yaratan)
BÂRI' (Bir model olmaksizin canlilari yaratan)
MUSAVVIR (Sekil ve özellik veren)
GAFFÂR (Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)
KAHHÂR (Yenilmeyen, yegane galip)
VEHHÂB (Karsilik beklemeden bol bol veren)
REZZÂK ((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)
FETTÂH (Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)
ALÎM (Hakkiyla bilen)
KÂBID (Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)
BÂSIT (Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)
HÂFID (Alçaltan, zillete düsüren)
RÂFI' (Yücelten, izzet ve seref veren)
MUIZ (Yücelten, izzet ve seref veren)
MÜZIL (Alçaltan, zillet veren)
SEMI' (Isiten)
BASÎR (Gören)
HAKEM (Son hükmü veren)
ADL (Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)
LATÎF (Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)
HABÎR (Her seyin iç yüzünden haberdar olan)
HALÎM (Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)
AZÎM (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)
GAFÛR (Bütün günahlari bagislayan)
SEKÛR (Az iyilige çok mükafat veren)
ALÎ (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)
KEBÎR (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)
HAFÎZ (Koruyup gözeten ve dengede tutan)
MUKÎT (Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)
HASÎB (Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)
CELÎL (Azamet sahibi)
KERÎM (Fazilet türlerinin hepsine sahip)
RAKÎB (Gözetleyip kontrol eden)
MÜCÎB (Dileklere karsilik veren)
VÂSI' (Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)
HAKÎM (Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)
VEDÛD (Çok seven, çok sevilen)
MECÎD (Sanli, serefli)
BÂIS (Ölümden sonra dirilten)
SEHÎD (Her seyi gözlemis olarak bilen)
HAK (Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)
VEKÎL (Güvenilip dayanilan)
KAVÎ (Her seye gücü yeten, kudretli)
METÎN (Her seye gücü yeten, kudretli)
VELÎ (Yardimci ve dost)
HAMÎD (Övülmeye layik)
MUHSÎ (Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)
MÜBDI' (Ilkin yaratan)
MUÎD (Tekrar yaratan)
MUHYÎ (Can veren)
MÜMÎT (Öldüren)
HAY (Ebedi hayatta diri)
KAYYÛM (Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)
VÂCID (Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)
MÂCID (Sanli, serefli)
VÂHID (Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)
SAMED (Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)
KÂDIR (Her seye gücü yeten, kudretli)
MUKTEDIR (Her seye gücü yeten, kudretli)
MUKADDIM (Öne alan)
MUAHHIR (Geriye birakan)
EVVEL (Varliginin baslangici olmayan)
ÂHIR (Varliginin sonu olmayan)
ZÂHIR (Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)
BÂTIN (Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)
VÂLÎ (Kainata hakim olup onu yöneten)
MÜTEÂLÎ (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)
BER (Iyilik eden, vaadini yerine getiren)
TEVVÂB (Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)
MÜNTAKIM (Suçlulari cezalandiran)
AFÜV (Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)
RAÛF (Sefkatli)
MÂLIKÜ'L-MÜLK (Mülkün sahibi)
ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM (Azamet ve kerem sahibi)
MUKSIT (Adaletle hükmeden)
CÂMI' (Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)
GANÎ (Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)
MUGNÎ (Zenginlik verip tatmin eden)
MÂNI' (Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)
DÂR (Zarar veren)
NÂFI' (Fayda veren)
NÛR (Nurlandiran, nur kaynagi)
HÂDÎ (Yol gösteren, murada erdiren)
BEDÎ' (Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)
BÂKÎ (Varliginin sonu olmayan)
VÂRIS (Varliginin sonu olmayan)
RESÎD (Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)
SABÛR (Çok sabirli)
MİLLİYETÇİ SİTE www.ergenekonas.tr.gg
Türk milliyetçileri diyor`ki: Dikkatli olun. Türkiye cumhuriyeti düşmanları Bozkurt ensenizde…! Osmanlı diriliyor,Osmanlı geliyor Diyerek Osmanlıcılık oynayanlar, ikinci cumhuriyet ikinci Osmanlı rüyası görenler, federasyon özlemi çekenler. Kürdistan hasreti çeken çakallar.Türkiye cumhuriyeti Devletini yıkmak isteyen Türk düşmanı soysuzlar. Dikkatli olun Bozkurt ensenizde …!!!! Türkiye`yi sahipsizmi sandınız Türk milliyetçileri yaşadıkça Türkiye cumhuriyeti varolacaktır. sanmayın ki ,Türk yurdu çakallara yurt olur. saldırdıkça çakallar,her Türk döner kurt olur...! NE MUTLU TÜRK`ÜM DİYENE.
KAHR OLSUN PKK
MİLLİYETÇİ SİTE www.ergenekonas.tr.gg
MİLLİYETÇİLER ÜLKÜCÜLER.SİTEMİZİ ZİYARET ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.
Türk Yurdu
Yeryüzünde 350 milyonu aşan sayıları ile çok geniş bir bölegeye yayılan Türkler'in ilk anayurdu'nun tesbiti birçok bilimadmını asırlarca meşkul eden büyük bir konu olmuştur. Bilim adamları ve araştırmacılar yaptıkları çalışmalar sonucu Türkler'in ilk Anayurdu ile ilgili bir çok iddialar ortaya tmışlardır.
Tarihiçler , Çin kaynaklarına dayanarak Altay Dağlarını,
Etnologlar,İç Asya'nın kuzey bölgelerini,
Dil araştırmacılar,Altaylar'ın veya Kingan Dağları'nın doğu ve batısını,
Kültür Tarihçileri , Altay-Kırgız Bozkırları arasını,
Sanat tarihçileri , Kuzeybatı Asya sahasını,
Antropologlar ise Kırgız Bozkırı-Tanrı Dağları arasını ilk Türk Anayırdu olarak iddia etmişlerdir.
Bütün bu araştırmalara göre ilk türk yurdunun kesin sınırlarını çizmek mümkün olmamaktadır. Zira Türkler'in ilk zamanlardan itibaren çok geniş bir sahaya yayılmaları bu tesbitte güçlük çıkartmaktadır.
Bununla beraber son yıllarda yapılan dil araşturmaları ve yukarıda yapılan çalışmalar göz önüne alındığında , ilk Türk yurdunun "Altay Dağları'ndan, Urallar'a kadar uzanan , Hazar Denizi Kuzeydoğu Bozkırlarından,Tanrı Dağları'nı kapsayan çok geniş bir bölge olduğudur."
Tarihi akış içerisinde meydana gelen göçler sonucu Anayurtları'ndan çok uzak mesafelere ve geniş bir coğrafialana yayılan Türkler, bugün Balkanlar'dan doğuya Çin Seddi'ne ,Kuzeyde Sibirya Bozkırları'ndan Güneyde Horasan, Afganistan,Tibet'e kadar olan bölgeleri yurt tutmuşlardır.
/> d iv
>
İstiklâl Marşı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak! O benimdir, o benim milletimindir ancak! Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal. Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım; Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım. Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım; Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım! Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl; Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
ÜLKÜCÜLÜK MHP`DE OLUR
VIDEO